Kendilerinin bozdukları ekonomideki kötü gidişatı durdurmak için merkez Bankası başkanını ve sonra hazine ve maliye bakanını değiştirerek millete umut pompalamak isteseler de durum ortada. Önce merkez Bankası başkanı 2023 ve 2024’ü unutun,2025’in sonuna bakın, sonrada maliye bakanı Mehmet Şimşek enflasyon önümüzdeki bir kaç ay daha yükselmeye devam edecek, 2024’dün sonlarına doğru rüzgar bizden yana esecek diyerek umut dağıttılar.
Bakanların böyle açıklama yapmaları aslında tam bir kemer sıkma dönemleri olacağını ve halkın cebine yönelik vergiler, zamlar, tüketimi kısmaya yönelik tedbirlerle adı konmamış bir IMF programının yürürlükte olduğunu da tescil etmiş oldular.
Yapılan açıklamalara bakılırsa neticelerin ne zaman alınacağı mesajıyla kamuoyu sakinleştirilmeye çalışılıyor adeta. Keşke bu açıklamalar yapılırken bu kemer sıkma olayı neden ve hangi sebeplerden dolayı oldu diye kamuoyuna izah edilseydi. Böylelikle ne idiği belirsiz olan kur korumalı mevduatın bir inat uğruna milletin sırtına vurulmuş çok büyük bir yükten başka bir şey olmadığından herkesin haberi olurdu. Ancak böyle bir açıklamanın olmayacağını hepimiz biliyoruz.
Önceki dönemde yapılan yanlışlarda en ufak bir sorumluluk görmeyen adeta kendilerini hatadan, yanlıştan, sorumluluktan münezzeh gören siyasi iktidar sanki 21 yıldır kendileri iktidar da değil de enkaz devralmış gibi davranacaklar yine. AKP genel başkan vekili Efkan ala “bizde enflasyonu indirecek bilgi, birikim ve siyasi irade var” diyerek millete karşı algı peşindeler. Bizde kendilerine soralım o halde;
“enflasyon neden oldu peki?. Birdenbire mi ortaya çıktı?. Yine dış güçler mi saldırıya geçti veya bir takım kerameti kendinden menkul lobiler, mihraklar mı artırdı bu fiyatları. Hangi politikaların neticesinde bu enkaz manzarasını yaşıyoruz şu an?.”
Sanki 14 Mayıs seçimlerinden sonra iktidar değişti de başka bir parti iktidara gelmiş gibi bir dönem başlamış gibi konuşmaya başladılar. Hal tavır ve söylemlerine bakılırsa bu kötü gidişat tan kendilerinin herhangi bir dahillikleri yok. Günah keçisi veya sorumlu olarak kimi isterseniz düşünebilirsiniz, depocu, marketçi, pazarcı veya dış güçler hiç farketmez. Bütün bu olumsuzluklara karşı bunların bir cevabı yok ama “sorunu yine biz çözeriz” diye ortaya çıkmak var. Sorunu üretenler çözümü yapabilir mi hiç. Madem çözecektiniz bunca sorunu niye yaptınız diye millet hesap sormayacak mı?.
Şimdi de Türkiye Yüzyılı diyerek geleceğimizi çalmak istiyorlar. Bunca geçen kayıp yılları normal karşılamamız bekleniyor. Çalınan emeklerimiz ve geleceğimizin hesabını veren yok zaten. Son olarak milletimize şunu söylemek istiyoruz gelecekten asla ümidimizi kesmiyoruz, çare Milli görüşün tek temsilcisi olan SAADET partisinin iktidarındadır.
