TTB Genel Sekreteri Prof. Dr. Vedat Bulut, Covid-19 pandemisinde gelinen noktada uygulamaya konulan mevcut önlemlerle vaka sayısının düşmesini beklemediklerini söyledi.
YOĞUN BAKIMLAR TIKABASA DOLU
Şu anda uygulanmakta olan kısıtlamaların daha önce denendiğini, ancak sonuç alınmadığının ortaya çıktığını belirten Bulut, “Birinci, ikinci ve şu anda yaşadığımız, vakaların 63 bin ölümlerin 300’e dayandığı üçüncü pike geldik. Bu kritik bir eşik. Yoğun bakımlar ve klinikler alarm veriyor.
Bir çok hastanede değişik servisler Covid-19 servislerine çevrildi. Birçok servis ve klinikte artık hastalarına hizmet veremiyor. Buna rağmen yatak sıkıntısı var. Eskiden PCR tamamen negatifleşirken evine gönderiliyordu. Şimdi daha PCR’si negatifleşmeden hafifleyen, evde tedavi edilebileceğini düşündükleri vakaları evlerine göndermeye başladılar. Hastaneden erken çıkarıyorlar ki yatak boşalsın, Covid’li hasta alınsın. Bu bulaşı arttıran bir diğer faktör” dedi.
PANDEMİDE İTALYA VE İSPANYA’NIN YAŞADIKLARININ EŞİĞİNDEYİZ
TTB Genel Sekreteri Vedat Bulut, “Gelinen noktadan sonra ne olur?” sorusuna verdiği yanıtta şunları söyledi: “ Bundan sonra hastalık katlanarak gider. İnsanlar solunum cihazlarına erişemeyecekler. Sağlık Bakanının yüzde 65-70 gibi oranlar vermesi gerçeği yansıtmıyor.
Çünkü bakan özel sektörü de katıyor. Solunum cihazları olmayan 2. basamak, 3. basamak dediğimiz yoğun bakımları da sayıyor. Önemli olan solunum cihazı olan birinci basamak yoğun bakımlardır. Ve o yataklar da şimdi yüzde yüz dolmuş durumda. Ancak, ya biri ölecek veya iyileşecek, yoğun bakım yatağı boşalacak ki yerine yeni hasta gelsin.
Bu tıpkı bir çok Avrupa ülkesinde yaşanan, ama en kötü örnekleri İtalya ve İspanya’nın bu vakalarla karşılaştığı, solunum cihazları bulunmadığı için insanların öldüğü döneme benzer. Türkiye 63 bin rekor rakamıyla bu duruma benzer bir eşiğe geldi. Her gün rekorunu egale ederek Avrupa’da birinci sırada.
RAKAMLAR GERÇEĞİ YANSITMIYOR
Ölüm oranlarının açıklananın üç katı olduğunu söyleyen Bulut, “Şu andaki rakamlar tam gerçeği yansıtmıyor. Örneğin ölüm rakamlarının en az üç katı olduğunu biz defin rakamlarından biliyoruz. Türkiye’de başkaca bir afet ve salgın yok. Bu ölümlerin çoğu Covid’e bağlı.
Diğer grubu ise doğal veya Covid nedeniyle hastanelere başvuramayan, sağlık sorunlarını öteleyenler olduğunu söyleyebiliriz” ifadelerini kullandı. Sağlık politikalarının son derece başarısız yönetilmesinin yanında, halk sağlığı ile ilgili bilimsel çalışmaların yasaklandığını belirten Bulut, “Türkiye’de bilimsel çalışmalara kısıtlama getirildi. Bu tip sorunlar bilimsel makalelerde yer almasın diye Sağlık Bakanlığı bilimsel çalışmalara merkezi bir izin vermeye başladı.
Sosyal yönleriyle ötelenen sağlık sorunlarıyla, hastanelere gidecek insanların endişelerine bağlı yaşadıkları ölüm ya da diğer sorunların hepsinin üstü örtülüyor. Sağlık son derece başarısız yönetiliyor” şeklinde konuştu.
ONLAR ZENGİNLEŞME PEŞİNDE, HALKIN SAĞLIĞI UMURLARINDA DEĞİL
Bilim insanlarının, TTB’nin, Sağlık Meslek Örgütleri’nin uyarılarının göz önüne alınmadığını, yine dinlemediğini belirten Bulut, “Çünkü sermaye çevreleri göz önünde bulunduruluyor. Turizm Bakanı otel sahibi, Eğitim Bakanı özel okul sahibi, Sağlık Bakanı özel üniversite sahibi.
Sektörel bölüşümün olduğu, bakanların, işadamlarının olduğu bir ortamda halkın lehine, halkın sağlığının lehine herhangi bir çözüm getirilmez. Rakamlarla oynayarak turizmi açmaya çalışacaklar” diyerek tüm yaşananların içinde bulunulan ekonomik krizin sonucu olduğunu kaydetti.
Bulut, sözlerini şöyle sonlandırdı: “İşsizlik fonu tükenmiş, deprem fonu tükenmiş, insanların pandemilerle hastalıklarla mücadelesinde bu gibi fonların çok önemli olduğunu şimdi anlaşılıyor. Şehir hastanelerine verdikleri paraların, ya da son dönemde şu merkez bankasından aktarılan bir takım paralardan söz ediliyor. Bunların yüzde onu ile bile bu işler çözülür, ölümler bu kadar olmazdı. Ama onlar zenginleşme peşinde, halkın sağlığı umurlarında bile değil”