BİR PROGRAMIN ARDINDAN TOPARLADIKLARIM

Pazartesi günü yaptığımız ‘Bozüyük te Silikozis hastaları konuşuyor’ isimli açık oturum programında silikozis hastaları ve mağdurlarının anlattıkları hafızalarımızdan kolay kolay silinecek gibi değil. Hastalığın vermiş olduğu o darbenin ardından birde hastanelerin hastaya vermiş olduğu rapor uyuşmazlığı sonunda aklı selim insana pes dedirttirir cinsten.

BU NE YAMAN ÇELİŞKİ

Davayı kazanan hasta bir süre sonra davayı kaybedebiliyor , emekli ise emeklilik hakkını kaybederek maaşı kesiliyor. Şimdi bu mağdur ne yapsın ? Çalışmaya kalksa işyeri hekimi akciğer rontgenine bakarak “sen silikozis sin seni biz çalıştıramayız” ama hastanenin verdiği rapor oranı onun çalışabilecek durumda olduğunu gösteriyor.Sonra hasta hakkını aramak için davayı mahkemeye sürükleyerek uzun uzadıya aylarca ,yıllarca sürecek bir kısır döngünün içine girer. Tabi bu arada silikozis hastasına ‘sen ne yersin , ne içersin be adam’ diyeni olmayacaktır, o kendi talihsizliğinin ardından birde bürokrasiden darbe yiyecektir.

GEÇMİŞTEKİ KEYFİ UYGULAMALAR BU GÜNKÜ GERÇEK HASTALARI ETKİLİYOR

Açık oturumda silikozis hastalarının anlattıkları kadarıyla geçmişte hastanelerin yapmış olduğu keyfi emeklilik için yapılan iş görememezlik raporları durumun bu hale gelmesindeki en büyük neden. Durumu farkeden devlet yetkilileri ,zamanında SGK yı erken emekli olabilmek için dolandıran piyasadaki uyanıklar yüzünden baskı altında tutuyor,bu durum zincirlemesine devam ederken de SGK da hastanelere baskı uyguluyor.Bu konuda hastaların anlattıklarını toparlarsak hastanelerdeki çelişkili raporların nedeni ise korku.

FABRİKALARDAKİ DOKTOR VE İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ MÜHENDİSLERİ DEVLETİN MEMURU OLMALI

Silikozis hastaları fabrikalarda görev yapan , fabrikanın çalışan elemanı olarak gözüken doktor ve iş sağlığı güvenliği uzmanı mühendislere güvenmiyor. Hatta işletmenin dışarıdan anlaştığı bu tür görevlilere de, kliniklere de güvenmiyor.Hastaların yaşadıkları tecrübeler onlara bu konudaki güveni kırmış. Peki silikozis hastalarına göre nasıl olmalıydı bu durum; Onlara göre konuyla ilgili ,branşında olan doktor ve iş güvenliği uzmanları devletin bölgeye atadığı memurlar olmalıydı. İşletmelere önceden haber vermeden çat kapı denetim yapmalı ve hatalı davranan işletmeler ağır cezalar vermeliydi.

BOZÜYÜK TE MESLEK HASTALIKLARI HASTANESİ OLURMU ?

Açık oturumda tartışılan konulardan bir taneside de Bozüyük te meslek hastalıkları hastanesi olurmu ? Katılımcılara göre olur diyen de oldu ,olmaz diyen de. Peki olmalımıydı veya neden olmasın. Malum yeni kurulacak olan devlet hastanesinin içinde meslek hastalıklarını kapsayan bir birimin olacağını daha önceden bizlere söylenmişti. Eğer birimin içinde yüksek çözünürlüklü rontgen cihazlarıda olursa meslek hastalıkları daha erken teşhis olacak. Katılımcıların bir çoğuna görede yeni hastane ile boşalacak olan 4 Eylül ve Yeşilkent hastanelerinin bir tanesini Meslek hastalıkları hastanesi olması yönünde. Aslında şöyle bir düşünecek olursak Türkiye de 3 tane meslek hastalıkları hastanesi var. Bozüyük ve çevresi seramik fabrikaları ile doluyken bunu avantaja Bozüyük çevirebilirmi ? Sağlık ve ekonomik yönden incelendiği zaman evet aslında çevirilebilir. Ankara ,Zonguldak ve İstanbul da bulunan meslek hastalıkları hastanelerin 4. sü neden Bozüyük’te olmasın diye de insan aklında geçirmiyor değil hani.Şehrimizin ekonomik ölçüde katkı sağlayacak ve bölgedeki hastaların bu hastaneden faydalanacak olmalarıda cabası.

SİYASİ PARTİ TEMSİLCİLERİ VE STK LAR MAĞDURLARI YALNIZ BIRAKMADI

Demokrasinin köküne kadar yaşandığı açık oturum programına Ak Parti ,Milliyetçi Hareket Partisi ve Vatan Partisi temsilcilerini bir arada , yan yana gören silikozis hastaları ve programı izleyen halk ,siyasi parti temsilcilerine tam not verdiler. Çeşitli fikirler ve çözüm önerileri sunan siyasi parti temsilceleri ve sivil toplum kuruluşlarına buradan çok teşekkür ediyorum.

Muzaffer BALKAN