Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu, Türkiye Emekli Subaylar Derneği (TESUD)’un Birlik Dergisi’ne verdiği röportajda; “ABD’nin bu bölgede bir Kürt devleti kurma arzusu Sevr Antlaşmasında var olan bir plandır” ifadelerine yer verdi. 15 Temmuz sürecinden, askeri okulların kapatılmasına ve 28 Şubat’a ilişkin birçok konu hakkında Türkiye Emekli Subaylar Derneği (TESUD)’nin Birlik Dergisi’nden emekli Albay Ömer Uçar’ın sorularını yanıtlayan Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu, verdiği röportajda şu konulara değindi:
“ABD’NİN BU BÖLGEDE BİR KÜRT DEVLETİ KURMA ARZUSU SEVR ANTLAŞMASINDA VAR OLAN BİR PLANDIR”
Spunik’in haberine göre, ABD’nin 2002’de başlattığı Irak harekâtına ilişkin Kıvrıkoğlu, “O sırada Çin, petrol ihtiyacının büyük bir kısmını Irak’tan sağlıyordu. Çin ekonomisi ABD ekonomisini tehdit etmeye başlamıştı. Bu harekat zamanlama olarak biraz da bu konuyla alakalıydı bence. ABD’nin oradaki ikinci önemli hedefi de Kürt devleti kurmaktı. ABD’nin bu bölgede bir Kürt devleti kurma arzusu Sevr Antlaşmasında var olan bir plandır. Irak’a müdahaleden sonra ilan edilen ‘36. Paralel’ de tamamen bu konuyla alakalıdır. Şimdi aynı şeyler Suriye’de olmaktadır” değerlendirmesinde bulundu.
“28 ŞUBAT DARBE DEĞİL”
“28 Şubat bin yıl sürecek” ifadesine ilişkinde konuşan Kıvrıkoğlu,
“Gazeteciler, Başbakan Bülent Ecevit’e, ‘28 Şubat bitti mi?’ diye sorarlar. Başbakan da, ‘28 Şubat defteri kapandı’ şeklinde bir cevap verir. Bundan birkaç gün sonra MGK toplantısı vardı. Toplantıda söz aldığım zaman Başbakan’ın bu sözünden ötürü, ‘28 Şubat kararları TSK’nın değil, MGK’nın kararlarıdır. Kararlar Anayasamızın 3’üncü maddesinde ifadesini bulan değerleri aşındırmaya çalışan irticai faaliyetlere karşı alınmıştır. Bunlara karşı Türkiye Cumhuriyeti’ni korumak için alınması gereken tedbirleri kapsar. Amacı, irticai faaliyetleri yok etmek veya asgariye indirmektir. Dolayısıyla irticai faaliyetler olduğu sürece 28 Şubat devam edecektir. İrtica bin yıl sürerse 28 Şubat da bin yıl sürecektir’ dedim.”
Gazetecilerin 28 Şubat’la ilgili sözlerin önünü arkasını keserek verdiğini kaydeden Kıvrıkoğlu, şöyle konuştu: “Bu sözlerden dolayı beni 28 Şubat davasına dahil etmeye çalıştılar. Sözlerin tamamını göz önüne alınca vazgeçtiler. Dava görülürken de telekonferans yoluyla bilgime başvuruldu. O sırada bana, ‘28 Şubat bir darbe midir?’ diye sordular. 28 Şubat’ın kesinlikle bir darbe olarak nitelendirilemeyeceğini belirttim.”
“KÜÇÜK YAŞTA EĞİTİM SUBAYLIKTA ÖNEMLİ”
15 Temmuz sürecinden sonra askeri okulların kapılmasına ilişkin konuşmasına devam eden Orgeneral Kıvrıkoğlu,
“O dönemde askeri ortaokul da vardı. Lisedeyken askeri ortaokuldan gelmiş arkadaşlarımız da vardı. Düşünün şimdi; çocuk yaşta bir araya geliyorsunuz, aynı yerde yatıyorsunuz, aynı sofrada yemek yiyorsunuz yani kardeş gibi yaşıyorsunuz. Bu durum birbirini anlama, dayanışma bilincini oluşturma bakımından paha biçilmez bir fırsat oluşturuyor. Küçük yaşta edinilen alışkanlıklar çok değerli ve subay eğitiminde önemli bir mihenk taşı oluyor. Bu bakımdan bu karar yanlış oldu.”dedi.
ENCÜMEN-İ DANİŞ GRUBU
Emekli olduktan sonra yaptıklarını da anlatan Kıvrıkoğlu şunları söyledi:
“Bizim bir Encümen-i Daniş Grubu var. On beş günde bir onlarla bir araya geliyoruz. Encümen-i Daniş devlette üst düzey görev yapmış generaller, eski milletvekili, bakan, profesör, vali, emniyet müdürü gibi kişilerin bir araya geldiği ve ülkemizde meydana gelen gelişmelerin değerlendirildiği bir platform. Genellikle on beş günde bir, bazen ayda bir toplanıyoruz. Gelişmeleri değerlendirdikten sonra sonuçları kağıda döküyoruz. Daha önceleri hükümete mektup şeklinde gönderiyorduk. Ancak dikkate alınmadığını, çöpe atıldığını öğrendik. Şimdi göndermiyoruz.”
WOLFOWİTZ’LE KAVGA: ABD IRAK’A GİRERSE BİZ DE KADİL’E GİRERİZ
Kıvrıkoğlu Irak işgali öncesinde kendisi ile görüşmeye gelen ABD Savunma Bakanı Yardımcısı Wolfowitz ile görüşmesini de şöyle anlattı:
“O sıralarda ABD’nin Irak’a müdahale edeceği konuşuluyordu. ABD Savunma Bakanı Yardımcısı Paul Wolfowitz temaslarda bulunmak üzere gelmişti. Benimle de görüşmek istediği söyleniyordu. Ben aslında görüşmek istemiyordum. Başbakan’ın isteği üzerine görüşmeye karar verildi. Wolfowitz geldi. ABD’nin Irak’a müdahale edeceğini söyleyip bizim olaya müdahil olmamamızı istiyordu. Ben de, ‘Eğer ABD Irak’a girerse, biz de Kandil’e gireriz’ dedim. Ben böyle deyince biraz sinirlendi ve, ‘Ben ABD Savunma Bakanı Yardımcısıyım, benimle böyle konuşamazsınız’ dedi. Ona karşılık, ‘Ben de Türk Ordusu’nun başıyım’ dedim ve görüşme bitti. Wolfowitz odayı terk etti.”