Kırklareli Valiliği İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, köylünün ortak kullanım alanı olan mera, kışlak ve yaylaklarda hayvan otlatanlardan büyükbaş 10 tl, küçükbaş 2.25 tl hayvan başına para alınacağını duyurdu. Valilik tarafından alınan kararda şöyle denildi:
“Bakanlığımız Mera, Yaylak ve Kışlaklarda Otlatma Yönetimi Uygulama Esasları Genelgesi doğrultusunda İl Mera Komisyonu’nun 27.02.2020 tarihli toplantı kararı ve Valilik oluru ile ilimizde mera alanlarının 2020 otlatma döneminin 1 Mayıs 2020-30 Ekim 2020 tarihleri arasındaki süre, dinlendirme döneminin 1 Kasım 2020, 30 Nisan 2021 tarihleri arasındaki süre olarak, 2020 yılında otlatma bedellerinin büyükbaş hayvan başına 10.00 TL, küçükbaş hayvan başına 2.25 TL, otlatma hakkının üstünde hayvan otlatanlardan alınacak ceza bedelinin her fazla hayvan için üç katı olarak belirlenmiştir.
Meralarımızdaki baskının ortadan kaldırılarak tahribatın önlenmesi amacıyla belirtilen kurallara uygun şekilde kullanılmasının, otlatma kurallarına riayet edilmesinin, otlatma bedelleri konusunda Mera Kanunu’nun 26. Maddesi hükümlerine göre hareket edilmesinin, kurallara riayet etmeyenler hakkında Mera Kanunu’nun 27. Maddesi hükümlerine göre işlem yapılacağının Belediye Başkanları, Köy Muhtarlıkları ve çiftçilerimize duyurulması hususunda bilgi ve gereğini rica ederim .”
Kırklareli valiliği alınan karara gelen tepkilere karşı özetle şu açıklamayı yaptı.
“1998 yılı 4342 sayılı mera kanunu 26. Maddesi gereği her yıl 81 ilimizin mera komisyonları tarafından belirlenen bedeller mera yönetim birlikleri ve köy muhtarları tarafından bünyelerinde bulunan mera hesabına aktarılarak köy sandığına gelir kaydedilip meraların ıslahı, bakımı ve geliştirilmesinde kullanılmaktadır.”
Görünüşe göre ne kadar masum, yararlı ve gerekli bir uygulama gibi gözüküyor değil mi? Sanki biraz da köylüler meraları kendileri korusun, parasını ödeyince değerini daha çok bilirler mantığı ile getirilmiş bir uygulama. Acaba kazın ayağı öyle mi? Teorik ile pratik, kanun ile uygulama paralellik arz ediyor mu? Burada asıl sorgulanması gereken, alınan bu paraların meraların ıslahı için kullanılıp kullanılmadığı.
Maalesef bu paralar genellikle ıslah çalışması için kullanılmıyor ve meralar kaybediliyor. Bakınız işsizlik fonu ve paraları gibi ilk çıkış ve başlangıç noktası, düşüncesi gayet güzel ve topluma faydalı ama uygulamada gerekli hassasiyetin gösterilmediği amaç dışına çıkıldığı yığınla kanun ve uygulama sayabiliriz. Bu olumsuz ve kötü örneklerden dolayı toplumun inanç ve güveni kaybedilmiştir.
Vatandaş haklı olarak şüphe ve karamsarlık içindedir. Hâlbuki yerel yönetimler bölgelerinde bulunan büyükbaş, küçükbaş, kanatlı, kümes hayvanlarının gübrelerini alarak üreticileri büyük bir dert ve çevre kirliliğinden kurtararak meralara atmalı, ot verimini yükseltmeye yardımcı olmalı, meralara ulaşım yollarını yapmalı, su götürmeli, batak olan mera alanlarını ıslah ederek vatandaşın yanında olmalı, ekonomiye katkı sağlamalıdır.
Muğla İl Tarım ve Orman Müdürlüğü de bu kararların değişik bir yansıması olarak bu sene 35 TL olan büyükbaş otlatma ücretini 20 TL’ye, küçükbaş hayvan otlatma ücretini ise 7,5 TL’den 4 TL’ye düşürdüğünü belirtmekte fayda var. Görüldüğü gibi bu uygulamalar işaret fişeği olacak zaman içerisinde tüm ülkeye yayılacağı gün gibi aşikârdır.
Bu karar özelde Trakya’da genelde Türkiye’de yüksek girdi ve maliyetler nedeniyle bitme noktasına gelen hayvancılık ve çiftçiliğin tamamen ölmesi demektir. Zaten para kazanamayan hayvan üreticilerin ellerinde ne var ne yok alınması ve ‘Sen bu işi yapma’ demenin kanuni şeklidir. Kendisini geçindirmekten aciz olan hayvan üreticisi bu yükün altından kalkamaz. Köylüler bu yükün altından kalkamayınca, fısıltı gazetesinde dolaşan dedikodu haberlere göre hükümet bu meraları kiralayacak veya imara açacak. Bu durumda da köylülerle kiralayanlar, alanlar arasında çatışma çıkması kaçınılmaz olacaktır. İşsizlik ve şehirlere göçü hızlandıracaktır. Bu tür uygulamalar Türkiye’yi karmaşa ve kaosun içine sürükler ve toplumsal barışı tehdit eder.
Devlet çıkaracağı kanunlar ile vatandaşın, milletin yanında olmalı onların huzuru, güvenliği, refahı ve mutluluğu için çalışmalıdır.
Saygılarımla…
İBRAHİM TORUN
