Taş duvarları 60-70 Cm. kalınlığındaydı. Çatı ahşaptı. Bodrumu arşiv olarak kullanılıyordu. Dört kabinden oluşan tuvaletleri, kanalizasyonu ve suyu vardı. O günün koşullarında modern sayılacak öğretmen evi de bulunuyordu. Taştan ihata duvarı bulunuyordu. Geniş okul bahçesine meyve ağaçları dikilmişti.
Güzel şirin bir okuldu. Zamanın Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel açılışını yapmıştı. Okuma yazma bilenlerin çok az olduğu o zamanlarda, Alibeydüzü, Günyarık, Karabayır, Kızıltepe, Ayvalı, ve Akçapınar köyleri çocukları bu okulda okuyup diploma aldılar. Köyde kış günü bir düğün olacağı zaman okulun salonu kullanılıyordu. Toplantılara, devletin köyde açtığı eğitici kurslarda bu okul kullanılıyordu. Zamanla köylerde nüfusun ve öğrenci sayısının azalması sebebiyle taşımalı sisteme geçilmiştir. Diğer Köy okullarıyla birlikte bu okulda kapanmıştır.
Buna denecek bir şey yoktur. Bozüyük’te kapanan köy okullarının yerleri köy arazisi sayılmış ve okullar Köy hükmi şahsiyetlerine, Muhtarlık emrine verilmiştir. Yalnız Alibeydüzü köyü İlkokulu, Milli Emlâk a devredilmişti. Bunun sebebi, 1979- 1980 yıllarında köyde yapılan kadastro çalışmalarında o tarihte muhtar olan Abdullah Amca “Bu okula köy değil, ancak devlet sahip çıkar” diyerek hazineye yazdırmıştı.
Köy okulları kapandığında, okul o kadar perişan değildi. Cam kapı pencere duruyor ve sağlamdı. Geçen zaman içersinde sahipsizlik, ilgisizlik kaderine terkedilmişlik nedeniyle, iyice harap olmuş, çatı çökmüş, cam, kapı pencere kalmamış sadece dört duvar kalmıştı.
Babamın yaptırdığı, benimde mezun olduğum ve bir dönem vekil öğretmen olarak atandığım okulun iyice yok olmasını istemiyordum. Binanın değerlendirilmesi için bazı girişimlerde bulunmuştum. Okulun kapandığı, 25-30 seneden beri İlçe Kaymakamları, İl valileri, ile görüştüm. Hatta zamanın Milli Eğitim Bakanı Vehbi Dinçerler le de görüşmüştüm. Okulun kamu yararına değerlendirilmesini istedim. Bir Yüksek Okulu açılsın, bir Üniversite ye bağlansın. Bu mümkün değilse Düşkünler yurdu veya ceza evi gibi yine devlet ve millet yararına değerlendirilsin, bina iyice yok olmasın istedim.
Fakat olmadı. Her defasında bir takım notlar alındı, araştıralım dendi. Talimatlar verildi. İlgilenileceğine dair sözler verildi. Konuşulanlar hep orda kaldı. Hiçbir şey yapılmadı.
Çevreden burayı satın alalım, mantar yetiştiririz, kümes yaparız gibi konuşmalar duyuyordum. Eğitim amaçlı yapılmış bir binanın, kümes gibi yapılış amacıyla hiç alakası olmayan konularda kullanılır olmasını arzu etmezdik. Bu anlayışla şayet satılacaksa biz alalım. Orijinal yapısını koruyarak, onaralım düşüncesiyle satın almak için dilekçeyle müracaatta bulunduk. Dilekçemize 07/06/2005 tarihinde Kaymakam Dursun Balaban imzalı cevabi yazıda; “İmar Planı genişleme çalışmalarında resmi kurum alanı olarak ayrıldığı, Belediye Başkanlığı Fen İşleri Müdürlüğü yazısından anlaşılmış olup satışı defterdarlığımızca uygun görülmemiştir.” Şeklindeydi.
Bu cevaptan, bina onarılır, bir kurum gelir, değerlenir düşüncesine kapılmıştık. Aradan 14 sene daha geçti. Olumlu yönde bir adım atılmadı. Hiçbir şey yapılmadı. Tam tersi binayı tamamen yıktılar. Yıkmadan onarılması şartlı ihale ile satışa çıkarılsa devlet zarar mı ederdi?
Yukarıda da belirttiğim gibi, Türkiye Cumhuriyetinde şahıs tarafında ilk yaptırılan okul olmasıyla tarihi bir değeri vardı. İkincisi belki bir iki köy hariç Bozüyük’ün diğer köylerinde okul yokken inşa edilmişti. Yukarıda belirtilen altı köyün insanları bu okulda okumuşlardı. Yıkıldığını öğrendiğimiz zaman bizimle beraber o okulda okumuş birçok kişi de üzülmüştür.
Üzüldüğümüz bir hususta okulun mezunlar kütüğünün bulunmamasıdır. 2012 yılında bastırdığım, Bozüyük Alibeydüzü Köyü isimli kitabı yazarken, bu okulda görev yapan öğretmenlerin ve okulun yıllar itibariyle mezunlarının listesini kitaba koymak istemiştim. Fakat mezunlar kütüğü bulunamamıştı. 750 yıllık Osmanlı Arşivleri bile dururken bu okulun mezunlar kütüğünün bulunamaması nasıl izah edilebilir? Sorumlusu yok mudur? En azından İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünde bu kütüğün bulunması gerekmez miydi?
Okulun yıktırılışına üzüldüğümü belirtmek istiyorum. Saygıyla
Kurulay Yılmaz